Siemens Türkiye Sürdürülebilirlik Raporu 2023

Son yıllarda, dünyanın değişen dengesi çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmış durumda. Dünya genelinde orman yangınları, sel ve kuraklıkla sadece doğal afet olarak değil, insanlar ve kurumların yaptığı ihmallerin bir sonucu olarak da karşılaşıyoruz. Bu gerçek bizi derinden etkiliyor. Ancak çözüm de yine bizim elimizde. Siemens AG ve Siemens Türkiye olarak işte bu anlayış gelecek stratejilerimizi şekillendiriyor. Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’ün ardından, 167 yıldır hizmet ettiğimiz ülkemize bağlılığımız daha da güçlendi. Tarihimiz, elektrik ve ulaşımdan iletişim ve endüstriyel üretime birçok alanda öncü başarılarla dolu. Bugün bu mirası, sürdürülebilir kalkınmaya odaklanarak ve tutkumuzu kaybetmeden sürdürüyoruz. Şimdi, 100. yıl dönümü sonrasında, operasyonlarımızda tam bir sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ediyor; plastik atık ve karbon salımının azaltılması, yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi ve akıllı ulaşım altyapılarının geliştirilmesi gibi alanlara odaklanıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın yolu büyük ölçüde teknoloji ve AR-GE’den geçiyor. Endüstriye, ulaşıma, altyapıya ve enerjiye yatırım yapmak, daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için hayati önem taşıyor. Bu yatırım sadece finansal değil, aynı zamanda yenilikçi ve AR-GE odaklı fikirleri de kapsıyor. Siemens Türkiye olarak sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunmak için uzmanlığımızdan, deneyimimizden ve geniş ekosistemimizden yararlanıyoruz. Global büyüme stratejimiz DEGREE (Decarbonisation, Ethics, Governance, Resource Efficiency, Equity, and Employability), operasyonlarımıza netlik katıyor. Karbon salımını azaltma çabalarımız gün geçtikçe önem kazanıyor. Müşterilerimiz 2022’de Siemens Türkiye çözümlerini kullanarak emisyonlarını 53.000 ton CO2’ye eşdeğer miktarda azalttı, bu da 157.000 ağacın çevresel etkisine tekabül ediyor. 2022’de atık yönetiminde de başarıya imza attık, atıklarımızın %98,6’sını geri dönüşüme kazandırdık. Ancak amacımız bu yönetimden çok daha fazlası; atıkları direkt kaynağında azaltmayı hedefliyoruz. Bir başka örnek olarak, atık yönetimi alanında da her geçen yıl performansımızı iyileştiriyoruz. 2023 yılında atıklarımızın yüzde 98,6’sını geri dönüşüme veya geri kazanıma yönlendirme başarısını göstermiş bulunuyoruz. Ancak bununla yetinmiyor, sorunu kaynağında çözmek üzere atık üretimini azaltma yönünde çalışmalar yapıyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) olan bağılığımız, özellikle çalışma arkadaşlarımız konusunda, daimi. Girişimler arasında çalışanların sağlığının ve refahının korunması (SKH 3), cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi (SKH 5) ve insana yakışır işler ve koşullar sağlanması (SKH 8) bulunuyor. Global mottomuz #TransformTheEveryday ve biz onu çalışanlarımızın ihtiyaçları, yetenekleri ve ilgi alanlarını önceliklendiren bütünsel bir stratejiyle hayata geçiriyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (SKH) olan bağılığımız, özellikle çalışma arkadaşlarımız konusunda, daimi. Girişimler arasında çalışanların sağlığının ve refahının korunması (SKH 3), cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi (SKH 5) ve insana yakışır işler ve koşullar sağlanması (SKH 8) bulunuyor. Global mottomuz #TransformTheEveryday ve biz onu çalışanlarımızın ihtiyaçları, yetenekleri ve ilgi alanlarını önceliklendiren bütünsel bir stratejiyle hayata geçiriyoruz. Ayrıca, AR-GE alanında istihdamı artırmaya büyük önem veriyoruz. Mevcut çalışanlarımızın %26,5’i yazılımcılardan oluşuyor, bu da endüstri, altyapı ve ulaşım alanlarında dönüştürücü teknolojilere odaklanmamızı sağlıyor. Amacımız, hizmet verdiğimiz tüm sektörlerin inovasyon ihtiyaçlarını karşılayarak müşterilerimiz için değer yaratmak. Bu sürdürülebilirlik raporu, çabalarımızı detaylandırarak endüstri için bir referans noktası oluşturuyor. Sürdürülebilirliğin, tek bir kuruluş veya eylemin ötesinde iş birliği gerektiren bir hedef olduğunun bilincindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında sürdürülebilir bir geleceğe hazırlanmak, tüm sektörlerin, kamu kurumlarının, şirketlerin ve bireylerin ortak çabasını gerektiriyor. CEO olarak ve daha da önemlisi bir insan, bir baba ve bir vatandaş olarak, sorumlu hissediyorum. Bu rapor sadece sürdürülebilir eylemlerimizin özeti değil; bir çağrı. Gelecek nesillerin; insanlar, hayvanlar, bitkiler, tüm yaşam formlarının güvenli ve mutlu bir şekilde yaşayabileceği daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğunu hepimiz paylaşıyoruz. Doğadan gelen sinyaller endişe verici; artık daha hızlı hareket etmeliyiz. Bu karmaşık zorlukların üstesinden gelmek farklı bir düşünce yapısı gerektiriyor. Özellikle liderlik ve kapsayıcılık yoluyla bunları çözebiliriz. Lider rollerde daha fazla kadın olması, kültürel çeşitlilik ve stratejik pozisyonlarda yaş çeşitliliği çok önemlidir. Mevcut durumumuza katkıda bulunan aynı profiller ve zihniyetlerle geçmişteki hataları tekrarlamaktan kaçınmalıyız. Son olarak, bana rehberlik eden kişisel bir inancı paylaşmak istiyorum: “Bırakabileceğimiz en büyük miras, bizden çok sonra bile canlı ve uyum içinde yaşamaya devam edecek bir dünyadır.” Bu rapora katkıda bulunan herkese teşekkür ederim.

Paylaş!